PSİKOLOJİK BİLGİ PORTALI By Alper Budan
  CİNSEL SORUNLAR
 
Cinsel işlev bozukluğu ise en genel anlamıyla, kişinin istediği biçimde cinsel ilişkide bulunmasını engelleyen bozukluklardır.Cinsel işlev bozukluğu dört aşamadan oluşur. Cinsellik ruh sağlığımızın en temel ihtiyaçlarından biridir.Nasıl ki hayatta kalabilmek için yeme arzusu,savunmadan doğan saldırı duygusu varsa ,neslin devamını sağlamak için de cinsellik arzusu o kadar doğaldır,gereklidir ve temeldir. Cinsel kimliğimiz biz farkında olmadan bebeklikten baslar ve ergenlikte hormonal değişimle birlikte tamamen yerine oturur. Bunu oluşturanlar ise aile, çevre ve kültürel etkenlerdir. İşte bu dönemde meydana gelen yetersizlikler, yanlış öğrenmeler, aşırı katı tutumlar vb. cinsel hayatimizi çok büyük oranda etkiler, cinsel işlev bozukluklarını meydana getirebilirler. Örneğin; ileri derecede suçlamalar, ağır günah duygusu, suçüstü yakalanma endişeleri, ana-babanın çocuğun gelişmekte olan cinsel organlarıyla fazla ilgilenmesi, aşırı denetleme, ergenlik öncesi ve sonrası çağda bir miktar gizliliğin tanınmaması, yanlış bilgi vermeler örneğin; mastürbasyon ile akil hastalığı, cinsel güçsüzlük olabilir korkusunun aşılanması, arkadaşlar arasında yanlış bilgiler edinme çocukta cinsel kimlik ve cinsel işlev bozukluğunun oluşmasına yol açabilir.

Cinsel fonksiyon bozukluğuna neden olan veya cinsel fonksiyon bozukluğu şeklinde ortaya çıkan diğer sorunlar:
A- Madde Bağımlılığı
1- Alkolizm
2- Diğer Madde Bağımlılıkları

B- Kişilik Yapısı
1- Obsesif/Kompulsif Kişilik
2- Histerik Kişilik
3- Pasif/Bağımlı Kíşilik
4- Pasif/Agresif Kişilik

C- Fiziksel Sorunlar
1-Fiziksel Hastalıklar, nörolojik bozukluklar, damarsal bozukluklar.
2-Menopozal Semptomlar, vajinal kuruluk, östrojen (kadınlık hormonu) yetmezliği.
3-Doğum Kontrol Hapları
4-İlaçlar
5-İnfertilite, özellikle zamanlanmış ilişki

D- Duygusal Faktörler ve Stres
1-Bastırılmış öfke
2-Üzüntü-Yadsıma, suçluluk duygusu, depresyon veya öfke
3-Depresyon
4-Gebelik Korkusu
5-Kişiler Arasında Anlaşmazlık
6-Bedensel Görüntü Sorunları
7-Psikozlar
8-Kronik yorgunluk
a-Çok Fazla ve Uzun Süre Çalışma
b-Küçük Çocuk Bakımı
9-Orta Yaş Krizi

E- Karşılanmayan Cinsel Değerler
Erkeklerde Cinsel Sorunlar
Erkekler cinsel isteksizlikleri için nadiren yardım ararlar...

1-Cinsel isteksizlik
Erkekler cinsel isteksizlikleri için nadiren yardım ararlar. Ancak cinsel isteksizliğe ikincil olarak ortaya çıkan performans (becerememe) sıkıntısı ve sonucunda ortaya çıkan sertleşme sorunu için başvurmaları daha sık görülür. Bu sorun için başvurma nedeninin azlığının diğer bir nedeni, erkekler arasında yaygın olarak inanılan ve “gerçek bir erkeğin sekse her zaman hazır olması ve her koşulda seksi yapabilmesi” ile ilgili olan yanlış bir inanıştır. Fiziksel nedenlerin dışında bu sorun çoğunlukla eşle yaşanan evlilik sorunlarından ya da depresyondan kaynaklanmaktadır.

2-Sertleşme sorunu-Ereksiyon sorunu: (Empotans)
Cinsel ilişki için gerekli ve yeterli sertleşmeyi sağlayamama ve/veya sürdürememe olarak tanımlanır.
Yaşla bu sorun artar ancak yaşlanmanın mutlak sonucu değildir. Sosyal, psikolojik ve bedensel yaşama ciddi olumsuz etkileri olabilir. Türkiye de 40 yaş üzeri erkeklerin %69’u bu sorunu kısmen ya da tamamen yaşamaktadır. Genel nüfusta bu oran %10-20 civarındadır.
Risk faktörlerinin en önemli ve sık olanları:
Yaşlanma
Damar sertliği
Şeker hastalığı
Kalp, böbrek, Karaciğer hastalıkları
Bazı ameliyatlar
Omurilik yaralanmaları
Uyuşturucu, alkol, sigara ve bazı tıbbi ilaçlar
Psikolojik sorunlar: aşırı stres (özellikle işe bağlı), depresyon, kötü bir çocukluk dönemi, cinsel bilgisizlik, geçmişte yaşanmış cinsel taciz, genelev yada benzeri deneyimdeki başarısızlık, eş ile yaşanan uyumsuzluk olarak sıralanabilir.

Sertleşme sorunu olan ve sorunun psikolojik olduğunu düşünen kişiler doktora başvurduğunda sorunun gerçekten psikolojik çıkma olasılığı yüksek.
Uzun süreli bir hastalığınız, ilaç kullanım öykünüz yoksa sorununuz aniden başladıysa, sabah sertlikleriniz varsa sorununuz büyük olasılıkla psikolojiktir
Ancak çoğu durumlarda ayırım yapmak oldukça güç
Örnek: Toplumuzda ki yaygın kanının aksine şeker hastalığında cinsel sorunlar çoğunlukla hastalığın çok ileri dönemlerinde ortaya çıkar. Ama bazı erkeklerin bu olasılığı duymaları bile onlarda cinsel sorun yaratabilir. Bu şartlarda sorun psikolojik kabul edilir.

Erkeğin beynine işlenmiş yanlış inanışlar, aslında erkek cinselliğinin en büyük düşmanıdır. Örneğin aşırı alkollüyken bir kez başarısız olmuş bir erkek için yukarıdaki yanlış inanışlar geçerli ise artık her ilişki erkekliğini sınamak için bir sınav haline dönüşür. Kişi artık cinselliğin çekiciliğinden çok bu işi nasıl yaptığına odaklanır ve sorunu devam eder gider.

Benzer şekilde yaşlılığa yada fiziksel sorunlarına bağlı olarak sertliği biraz azalan erkek eğer kadını ancak çok sert (taş gibi) bir penisle tatmin edebileceğine inanıyorsa, bu inancın doğuracağı sıkıntı onun elindekini de kaybetmesine ve cinsellikten kaçmasına neden olabilir.

3-Erken Boşalma:
Bu sorunun tam tatmin edici bir tanımı yoktur; bazı yazarlar erkeğin eşini tatmin edemeden boşalmasını erken boşalma olarak kabul etmişken, çoğunluğu erken boşalmayı penisin henüz ilişkiye girmeden ya da girdikten hemen sonra boşalmasını erken boşalmanın tanımı olarak kabul etmektedir. Erkeklerin üçte biri erken boşalmaktadır ancak anlaşıldığı kadarıyla bunu sorun edenlerin sayısı oldukça azdır, çünkü toplumda daha az görülmesine rağmen bizlere başvuran erkeklerin çoğunluğu ereksiyon yani sertleşme sorunları yaşayanlardır.
Bu sorunu yaşayanların öykülerinde çoğunlukla hızla ve suçlulukla yapılan mastürbasyon vardır.
Eşin haklı olarak erken boşalmadan şikayetçi olması erkeğin stresini daha da arttırır ve sorun daha fazla sürer ve kısırlık, eşler arası evlilik sorunları gibi sorunlar yaşanır.
Erken boşalma yaşayanlar çoğunlukla dikkatini başka yere verme, geciktirici krem kullanma gibi yöntemlere başvururlar ancak bu sorunu çoğunlukla çözmediği gibi, alınan zevki de büsbütün azaltmaktan başka bir işe yaramaz.
Ön sevişme yapmak bu grup için durumu daha da ümitsiz hale getirir. Bu gruptakilerin eşleri çoğunlukla azalmış cinsel istek, orgazm sorunu gibi sorunlar yaşarlar.

4-Geç boşalma:
Nadir görülen bir sorundur. Bunun birkaç biçimi mevcuttur. Bir grup hasta her koşulda (mastürbasyon ve uyku dahil ) geç boşalır, diğer bir grup ilişkiye girer ancak mastürbasyonla boşalır. Üçüncü grup ise oldukça uzun bir ilişki süreci sonucu boşalır. Bu gruptaki erkeklerin çoğunluğu genel hayatlarında oldukça kontrollü yaşamaya çalışan özelliktedirler.

5-Ağrılı boşalma:
Çok nadir görülür fiziksel nedenlerin dışında sıkıntı ile bağlantılı olarak, o bölgenin kaslarının spazmından kaynaklanabilir.

6-Cinsel fobi:
Daha karmaşık ve çoğunlukla çocukluk dönemlerinden kaynaklanan sorunlara bağlı olabilir.

Kadınlarda Cinsel Sorunlar
Bir değerlendirme yapılırken kadınların cinsel istek konusunda farklı konumlarda...
1-Cinsel isteksizlik
Cinsel terapi kliniklerinde batılı ülkelerde ilk sırayı alan bu şikayet ülkemizde ikinci sırada yer almaktadır. Kadın cinselliğinin ve tatmininin pek de fazla önemsenmediği ülkemizde bu durum çok şaşırtıcı görünmemektedir. Bir grup kadın doğal bir biçimde (spontan) olarak cinselliğe karşı ilgisizdir ancak eşleri tarafından uyarıldıklarında uyarılır ve orgazm olabilirler. Diğer bir grup ise hem cinselliği başlatmaya hem de eşleri tarafından uyarılmaya karşı ilgisizdirler.

Bir değerlendirme yapılırken kadınların cinsel istek konusunda farklı konumlarda oldukları göz önüne alınmalıdır. Kimi kadınlar spontan sekse ilgi duymaz ve fantezileri yoktur, kimi ise daha isteklidir.

Ergenlik çağından beri ilgisizlik yaşayan grupta çoğunlukla erken yaşlardaki olumsuz deneyimler en sık nedenler gibi görünürken , belli bir zaman sonra ortaya çıkan isteksizliklerin çoğunlukla eşle yaşanan cinsellik dışı ilişkileri ile yakından bağlantılı olduğu düşünülür. Evde bütün ipleri elinde tutan erkeğe karşı belki de kadının tek silahı yataktaki isteksizliği olabilir. Çocuk doğumundan sonra ve depresyonla birlikte de de bu soruna sık rastlanır.

Genel olarak neler cinsel isteksizlik yapar?
-en başta gebe kalma korkusu ,
-ikinci olarak bakire kadınlarda kızlık zarını kaybetme korkusu özellikle evlilik öncesi ilişkilerde
-üçüncü sırada eğer kadın seks isterse veya bunu gösterirse partnerin kadın hakkında ne düşünebileceği
-canının acıyacağı korkusu veya şüphesi
-çevrenin baskısı ve düşünceleri
-ahlaksal ve dinsel yasaklamalar
-aile baskısı ve yetişme tarzı
-fiziki olmayan nedenler arasında, eşle anlaşmazlık (uyumsuzluk) çok görülen bir nedendir,
-depresyon
-partnere güvenmeme
-erkek partnerin erken boşalması
-ilişki sırasında acı duyma veya kuruluk
-cinsel ilişkiye zorlanmak
-taciz veya tecavüz yaşamak
-fiziki olarak hormonal bozukluklar
-çeşitli hastalıklar
-ilaçların yan etkileri bulunmaktadır.
hayatın ileri yıllarında (ileri yaşlarda) bir ölçüde azalır.

2-Yetersiz Cinsel Uyarılma:
Vajinal ıslanma ve şişme gibi normal fizyolojik tepkilerin gerçekleşmemesi ile karakterizedir. Cinsel olarak heyecan genellikle yoktur. Bu duruma cinsel isteksizlikte genellikle rastlanmaz. Çocuk doğumunu takiben, ve menopozdan sonra da uyarıma vajinanın verdiği yanıt bozulabilir.

3-Orgazm bozukluğu:
Bir kadının orgazm ile ilgili beklentileri bu konunun anlaşılması için temeldir. Bir kadın orgazm olmadan da cinsel aktiviteden zevk alabilir. Ya da başka bir kadının orgazm olduğunun bile farkında olmayabilir, ancak farklı beklentiler ortaya çıktığında sorunlar yaşanmaya başlanır. Örneğin medyada bir gecede 10 kez orgazm olan bir kadınla ilgili bir haber bazı kadınların beklentilerinin o günden sonra artmasına ve sorunların başlamasına neden olabilir.

Bazı kadınlar hiçbir şartta orgazm olamazken, bazıları cinsel ilişki ile orgazm olamayıp mastürbasyonla olabilirler.

Primer orgazm (ergenlikten beri) sorununa oldukça sık rastlanır. Çoğunlukla cinsellikle ilgili bilgisizlik olumsuz aile tutumu gibi sorunlardan kaynaklanır. Sonradan ortaya çıkan orgazm sorunları genellikle eşle cinsellik dışı ilişkinin olumsuzluğundan kaynaklanabilir.

4-Vajinismus (kadın cinsel organının kasılması ve girişe izin vermemesi):
Ülkemizde cinsel sorunla başvuran kadınların en büyük grubunu oluşturmaktadır. Bu sorunda cinsel birleşme ya imkansızdır ya da kasların spazmına bağlı olarak oldukça ağrılıdır. Spazm (aşırı kasılma) kadının kontrol edemeyeceği biçimde ağrılıdır. Bir çok kadın bu durumu ilişkiye başladıkları ilk birkaç seferde orta şiddette yaşar ancak çoğunluk ilişkiye izin vermeyecek biçimde ağırdır. Bu durum çoğunlukla primer yani ilk deneyimde başlar. İkincil olan yani sonradan ortaya çıkanlar doğum sonrası yırtıklar ya da enfeksiyonlara bağlı olarak nadiren başlayabilir.

Vajinusmuslu vakaların çoğunda vajinal girişe karşı aşırı bir korku vardır. Genellikle çoğu vaka vajinasının erkek organının girişine müsaade etmeyecek kadar küçük olduğunu hatta imkansız olduğunu düşünür. Çoğu arkadaştan teyzeden ya da başka kaynaklardan çeşitli öyküler duymuşlardır bunların en yaygın olanları, bazı çiftlerin kanlar içinde acile başvurmaları ya da kenetlenerek battaniyelerle acil servislere başvurmaları gibi gerçekdışı öykülerdir. Sebep nadiren sert yırtılmamış bir kızlık zarı olabilir. Giriş dışındaki cinsel aktivitelerden çoğunluk oldukça zevk alır ve çoğu ön sevişmeyle orgazm olabilir. Kadının korkularını bir süre sonra eşi de paylaşmaya başlar ve eşte de isteksizlik ya da ereksiyon sorunları yaşanabilir. Kliniğimize başvuranlar arasında 14 yıllık evli olup vajinusmus nedeniyle birleşememiş çiftlere bile rastlanmaktadır.
Terapiye yanıt çoğunlukla oldukça iyidir.

5-Ağrılı cinsel birleşme:
Hafif ya da orta derecede vajinusmus, uyarılma eksikliği, kist ve enfeksiyonlara bağlı ortaya çıkabilir. Organik nedene bağlı olanlar genellikle derin girişlerden kaynaklanırken, diğerleri çoğunlukla uyarılamamaya bağlı vajinal kuruluk, ve genişleme olmamasından kaynaklanır. Bu sorunu olanların bir kadın doğum uzmanı tarafından öncelikle değerlendirilmesi gerekir.

Cinsel fobiler: İzole olarak nadiren görülen bir sorundur. Çoğunlukla isteksizlik, ya da uyarılma sorunu ile beraber görülür. Fobi, meniye, penise, ya da ön sevişmeye karşı olabilir.

Cinsel fobiler, erken yaşlarda yaşanan kötü deneyim, tecavüze bağlı oluşmuş olabilir

Cinsel İşlev Problemlerinde Tedavi
1-Öncelikle kişide başka bir ruhsal sorun, organik bozukluk, ilaç, alkol ya da başka maddelere bağımlılığın olup olmadığı araştırılır.
2-Kişinin cinsel eşi ile uyumlu olmadığı durumlarda sorun bir cinsel konu sayılmaz.Cinsel ilişkide eşlerin istekli ve hazır olmaları,aralarında yakınlık,sevgi ve sıcaklık duyguları yansıra cinsel yönde birbirlerini çekici bulmaları gerekir. Böyle ruhsal bir ortamda fiziksel ortamında uygun olması sağlanmalıdır.
3-Uzmanlarla konuşurken sorunları olabildiğince açık konuşarak anlatmak gerekir.
4-Cinsel uyum sorunları genellikle kişisel, çevresel ve toplumsal özelliklere bağımlıdır. Bunlar değerlendirilmeli ve yanlış algılanmalar değiştirilmelidir.
5-Cinsel tedavi, cinsel işlev bozukluklarını hedef alan koşullanma ve öğrenme ilkelerini kullanan davranışsal tedavi türüdür. Cinsel işlev bozukluğunun temelinde yanlış koşullanmalar ve pekiştirmeler yatar. Ve bu yanlış koşullandırmaları ve öğrenmeyi silip yerine uyumsal olanları öğretmek gerekir. Bu öğrenme süreci kolaydan zora, düşük güçte uyarıcıdan daha güçlü uyarıcıyla olmak üzere korku ve bunaltı yaratan uyarıcılar karşısında sistematik gevşeme ve duyarsızlaştırma tekniklerini içerir.
Çiftlerin hem kendilerini hem de birbirlerinin bedenini iyice tanımaları, dokunabilmeleri, uyarılma noktalarını, haz duyma, orgazma ulaşma hareketlerini tanımaları ve birbirlerini uyarabilmeyi öğrenmeleri önemlidir.
6-En önemli nokta ise cinsel işlevlerde herhangi bir problem hisseden kişilerin mutlak bir uzmana başvurmaları gereklidir. Her problem kendi içinde özeldir. Ve hiçbiri birbirine benzemez. Bunlar değişebilir ve problemler çözülebilir. Bu işin uzmanı olan psikiyatrisler, psikologlar, seks terapistleridir. Bu konuda duyarlı olup cesaretle problemin üstüne gidilmelidir.
 
  Bugün 7 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol