PSİKOLOJİK BİLGİ PORTALI By Alper Budan
  SOSYAL FOBİ
 
Sosyal Fobi (SF), utanç verici bir duruma düşmekten, onaylanmayacak bir davranışta bulunmaktan, alay edilmekten, rezil olmaktan, eleştirilmekten, reddedilmekten, beğenilmemekten, olumsuz olarak değerlendirilmekten duyulan korku.SF anksiyete bozukluklarından biridir ve sosyal anksiyete bozukluğu olarak da isimlendirilir. Yunanca kökenli bir kelime olan fobinin bire bir çevirisi korkudur. Fobi kavramı psikolojide irrasyonel (gerçekçi olmayan, akıl dışı) ve aşırı korkular için kullanılır.

Sosyal fobi iki farklı şekilde görülür:
Genel: Korkular hemen her durum için geçerlidir.
Özel: Yalnızca özel bazı durumlar için geçerlidir. (Başkalarının önünde imza atmak, yemek yemek vs gibi.)

SFyi basitçe utangaçlık veya aşırı utangaçlık olarak tanımlamak doğru olmaz. SF utangaçlığın ötesinde utanma korkusudur ve bundan fazlasını da kapsar. Başkalarının beklentilerine fazla önem verme, kendi isteklerini açıkça ortaya koyamama, hayır diyememe, aşırı düzeyde kendinin farkında olma, kendini fazla eleştirme, hataları gözünde büyütme, incelendiği düşüncesiyle kalabalık ortamlarda göz önünde bulunmaktan rahatsızlık duyma gibi eğilimler SFlilerin belirgin nitelikleri olarak sayılabilir. SFnin temelinde onaylanmama korkusu vardır ve "Başkaları ne der?" sorusu arttıkça SFye yatkınlık da artar.

Bu hafta Prof Dr. Psikiyatr Nevzat Tarhan ile Türk halkının da büyük çoğunluğun sorunu olan Sosyal Fobi üzerine konuştuk. Temel özelliği, başka insanların da bulunduğu ortamlarda aşırı heyecan duymak olan bir hastalık durumunu özetleyen Sosyal Fobi, binlerce insanı etkiliyor.


Uzman doktorların yanıtlamasını istediğiniz soruları ve sorunlarınızı fsaka@dbr.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
Çevrede başka kişi veya kişiler, özellikle de yabancı kişiler, sosyal fobi hastasının şiddetli bir kaygı, sıkıntı, huzursuzluk ve utangaçlık duymasına yol açar. Bu durumda sosyal fobik şu tepkilerin bir kısmını veya tamamını gösterir:

- Yüz kızarması
- Ses titremesi
- Konuşamayacağı, tutulup kalacağı duygusu
- El titremesi

Herkesin kendisine baktığı, kendisini eleştirdiği hissi, küçük düşme endişesi.

Yani sosyal fobik; tanımadığı kişilerin önünde aşağılanmasına veya utanmasına sebep olacak biçimde davranacağından, yüzünün kızaracağından, titreyeceğinden aşırı derecede korkan insandır.

Sosyal fobiklerin en büyük tasası topluluk önünde konuşmaktır. Kendi evlerinde ve aile üyeleri arasında genellikle rahat ederler. Özellikle makam sahibi kişiler karşısında yukarıda saydığımız belirtilerin ortaya çıkma ihtimali yüksektir. Karşı cinsle konuşmak sosyal fobili bazı insanlar için başlı başına bir problemdir. Sosyal fobikler arasında bekarlık oranı yüksektir. Kimi sosyal fobikler ise topluluk önünde mesela yemek yemek gibi bazı davranışları yapmaktan sıkıntı duyarlar.


Sonunda sosyal fobiğin hayatı bir ıstıraba döner. Öğrenci ise okulda öğretmen kendisine soru sorduğunda kalkıp cevap vermek, öğretmen ise ders anlatmak sosyal fobik için büyük bir işkencedir. Pek çok sosyal fobik devlet dairesine, bankaya gidip işini yaptıramaz. Bazıları telefonla bile konuşamaz. Ağır vakaların sokağa çıkmaya, bakkala gitmeye, biletçiden otobüs bileti almaya bile tahammülü yoktur. Bunlar sonunda kendilerini eve hapsederler, okulda başarısız olurlar, çalışma hayatları sona erer.

SOSYAL FOBİ KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Sosyal fobi genellikle ergenlik yıllarında başlayan ve tedavi edilmezse müzmin seyreden bir bozukluktur. 25 yaşından sonra başlayan sosyal fobi vakası nadirdir. Ancak sosyal fobikler ekseriya rahatsızlık başladıktan 15-20 yıl sonra doktora giderler. Çünkü sosyal fobinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilmezler ve bozukluğu kişiliklerinin bir parçası olarak görürler.

Kadınlarda da erkeklerde de görülebilir. Kadınlarda 1.5-2 kat daha sık olmakla birlikte sosyal fobi yüzünden doktora başvuranlar daha çok erkeklerdir.


Sosyal fobisi olanlarda evli olmama oranı, genel topluma göre yüksektir.

SOSYAL FOBİNİN SEBEBİ NEDİR?

Sosyal fobi, ırsiyetin orta derecede katkıda bulunduğu bir hastalıktır. Akrabaları arasında sosyal fobik olan kişilerin bu hastalığa yakalanma riski bir miktar daha yüksektir.

Sosyal fobiklerin beyinlerinde bir takım kimyasal ve elektriksel bozukluklar olduğu, yapılan incelemeler sonucunda anlaşılmıştır. Bazı ilaçların sosyal fobi tedavisinde oldukça etkili olması, sosyal fobinin temelde “beyinde faaliyetinde bir bozukluk” olduğu tezini doğrulamaktadır.


Sosyal fobinin genellikle utangaç, çekingen, kendine güveni düşük, reddedilmeye duyarlı, ama başkaları üzerinde olumlu intiba bırakma arzusu duyan kişilerde ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu kişiler başkaları tarafından beğenilmediklerinde bunun değer ve sosyal mevki kaybına yol açacak bir felaketle sonuçlanacağını inanırlar.
Yani sosyal fobi, bazı kişilik özellikleri zemininde ve bazı ailelerde daha kolay gelişen bir beyin hastalığıdır.

SOSYAL FOBİ İYİLEŞİR Mİ?

Sosyal fobi günümüzde oldukça iyi tedavi edilen bir rahatsızlıktır. Ama tedavi edilmediğinde ağır sonuçlara yol açabilir.

Psikiyatristler, sınıfta derse kaldırıldığında duyduğu heyecana dayanabilmek veya akranlarıyla ilişkilerinde daha az kırılgan ve daha cesur olabilmek için, henüz ortaokul yıllarında alkol ve madde kullanmaya başlayan çok hasta görürler.

Sosyal fobiklerin eğitim ve iş başarıları, hayatta gösterdikleri performans genelde düşüktür.

Öte yandan bugün radyoda televizyonda program yapan ve bu işi de başarıyla yürüten çok sayıda iyileşmiş sosyal fobik vardır. Ancak çoğu sosyal fobik tedavi başvurusunda bulunmamakta, berbat bir hayata katlanmak zorunda kalmaktadır.

SOSYAL FOBİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Sosyal fobinin tedavisinde iki silahımız vardır:

İlaç tedavisi
Günümüzde sosyal fobi tedavisinde oldukça etkili olan, bağımlılık yapmayan, uyku-sersemlik gibi yan etkilere yol açmayan ve kalıcı düzelme sağlayabilen birtakım ilaçlar vardır. İyi bir ilaç tedavisiyle kimi zaman psikoterapiye dahi gerek kalmadan kişi dertlerinden kurtulmaktadır.

Psikoterapi
Psikoterapi, sosyal fobi tedavisinde oldukça etkilidir. Sosyal fobiklerde genellikle “bilişsel-davranışçı terapi” denilen psikoterapi yöntemi uygulanmaktadır.

Fizyolojik Belirtiler (Bedeninizde ortaya çıkan değişiklikler):
• Yüz kızarması
• Terleme
• Ağız kuruması
• Kalp çarpıntısı
• Nefes kesilmesi
• Nefes darlığı
• Titreme

Zihinsel Belirtiler(Sosyal ortamlarda nasıl olmanız gerektiği ve kendiniz ile ilgili düşünceleriniz):
• Güçsüzüm.
• Yetersizim.
• Çirkinim.
• Beğenilmiyorum.
• Sevilmeye layık değilim.
• Mükemmel olmalıyım.
• Asla hata yapmamalıyım.
• Kaygılı olduğumu belli etmemeliyim.
• Çok rahat davranmalıyım.
• Kusursuz görünmeliyim.
• Kimseyi gücendirmemeliyim.
• Herkesin beğenisini kazanmalıyım.

Davranışsal Belirtiler (Kaçınma yöntemleriniz):
• Korkulan ortama girmeme
• Korkulan ortamı terk etme
• Göz temasından kaçınma
• İlgisiz şeyler düşünme
• Hayallere dalma
• Konuyu değiştirme
• Alkol kullanma vs.

Sosyal fobi genellikle ergenlik yıllarında başlayan ve tedavi edilmezse müzmin seyreden bir bozukluktur. 25 yaşından sonra başlayan sosyal fobi vakası nadirdir. Ancak sosyal fobikler ekseriya rahatsızlık başladıktan 15-20 yıl sonra doktora giderler. Çünkü sosyal fobinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilmezler ve bozukluğu kişiliklerinin bir parçası olarak görürler.
Kadınlarda da erkeklerde de görülebilir. Kadınlarda 1.5-2 kat daha sık olmakla birlikte sosyal fobi yüzünden doktora başvuranlar daha çok erkeklerdir.
Sosyal fobisi olanlarda evli olmama oranı, genel topluma göre yüksektir.
Sosyal fobinin başlama yaşının erken olması ciddi sorunlar doğurur. Okul başarısı etkilenir. Bazıları okulu bırakmak zorunda kalır. Yine bir çok psikiyatrik rahatsızlığın ortaya çıkmasına da yol açabilir. Bunların içinde en önemlisi depresyon, alkol bağımlılığı ve ilaç bağımlılığıdır.

Özellikle batılı ülkelerde yapılan çalışmalarda sosyal fobide alkol kullanımı normal toplum bireylerine oranla 2,5 kat daha yüksek bulunmuştur. Bu da alkolün superegoyu baskılaması daha rahat davranmayı sağlaması ile açıklanabilir ki bu durumda zamanla alkol bağımlılığı riskini artırmaktadır. Alkolikler arasında yapılan bir çalışmada sosyal fobi görülme sıklığının normale oranla 9 kat fazla olduğu tespit edilmiştir.

İntihar düşünceleri ve girişimleri sosyal fobide yaşanan sıkıntıya bağlı olarak sık görülmekle birlikte sosyal fobiye başka psikiyatrik rahatsızlıklar ilave olduğunda daha da artmaktadır. Dolayısıyla sosyal fobi bir an önce tanınmalı ve tedavi edilmelidir. Sosyal fobisi olanlar genel nüfusa oranla şu farkları gösterirler.

Sosyal fobide psikoterapi uygulamanın gerekçesi hastaların negatif yoldaki inançları ile (sosyal ortamlarda başarısızlığın kaçınılmaz olduğu gibi ) yüzleşmelerini sağlamaktır. Sosyal fobinin temelinde bu tür inanların yer aldığı düşünülmektedir.
Hipnozda sosyal fobide psikoterapiye yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Hastanın sosyal ortamlara uyumu için ve sıkıntı duygusunu yenmesi için oldukça yararlı bir yöntemdir.
Özet olarak, Sosyal fobi erken başlangıçlı kronik gizli bir hastalıktır.
Tedaviye iyi yanıt verir. İyi tedavi hastanı durumuyla baş etmek için zararlı stratejiler geliştirmesini ve depresyon ve alkolizm gibi ek rahatsızlıkların ortaya çıkmasını engeller.
İlaç tedavisi belli bir süre devam etmesi gerekir. İlk ay belirgin bir yanıtın alınamayabileceği hatırdan çıkarılmamalıdır.Tek başına yada ilaçla birlikte yapılan psikoterapi sosyal fobide oldukça faydalı neticeler verir.

 
  Bugün 73 ziyaretçi (120 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol